q İçine gireceğiniz ortam bir kaos ortamı olacaktır. Bir kitlesel şok yaşanıyordur. Çevreniz kargaşa, tahribat, ölüm, yaralanma, afetzedelerin çoluk çocuk çığlıkları ile, korkuları, gözyaşları, öfkeleriyle, karamsarlıkları, suçlulukları ve pişmanlıklarıyla sarılmıştır.
q Bunların bir kısmı halen devam ediyor olabilir, bir kısmı da belki biraz olsun hafiflemiştir. Ama çalışmalarınız durmaksızın sürüyor ve uzun bir süre daha sürebilecektir.
Şunu unutmayın!
n Afet bölgesine belki de zor bir yolculukla ulaşacaksınız.
n Afetin tüm olumsuzluklarından etkilenmiş, psikolojisi bozulmuş şok yaşayan, acı, korku, panik, karamsarlık, çaresizlik içerisinde ve sizden yardım bekleyen insanlar bulacaksınız.
n Afetin olumsuzluklarını yaşamış ve sizi zorlayacak, tehlikelerle dolu normal yapısı tamamen bozulmuş bir çevre ile karşılaşacaksınız.
n Afet ortamının olumsuz şartları içerisinde uzun saatler, durmak dinlenmek bilmeksizin, doğru düzgün uyumadan, beslenmeden, saatlerce zorlanarak çalışmak zorunda kalacaksınız.
n Eğer kendinizi ruhen ve fizik olarak hazırlamazsanız, bu ağır şartlar altında ezilerek kendiniz de “ikincil düzeyde afetzede” olabilirsiniz.
2.ÇALIŞMALAR SIRASINDA YAPACAKLARIMIZ
n Anlatılan tüm bu olumsuzluklar karşısında Kurtarma ve yardım ekipleri hemen çalışmalarına başlayacaktır.
n Afet haberinin alınmasından itibaren hem fiziksel hem de ruhsal olarak etkilenmeye başlayacaktır. Oysaki yapacağı işler mesleki bilgi ve tecrübe kadar fiziksel ve ruhsal dayanıklılık gerektirmektedir.
n Çalışmalar esnasında stresle baş edebilmek için tek başınızayken ya da grup olarak yapabileceğiniz pratikler vardır. İşinize yarayacaktır
Fiziksel dayanıklılık için
n Bir yemek arası verdiğinizde, açık havada 20 dakika kadar hızlı bir yürüyüş yapın ya da 10 dakika koşun,
n Açık havada derin derin soluk alıp verme egzersizleri yapın,
n Açık havada kültür-fizik egzersizleri yapmaya çalışın. Bulunduğunuz bölgede diğer afetzedeler için sağlanmış bir eğlence etkinliğine katılın,
n Olanaklar ölçüsünde iyi beslenin,
n Fazla miktarda kafein tüketmeyin. Alkolden uzak durun. Bir grupla birlikte iseniz akşamları bir süre bir araya gelip, sizi üzen ya da mutlu eden bazı olayları ve duygularınızı birbirinizle paylaşın, birbirinize destek olun. Sınırlarınızı bilin, kendinizin de “etten kemikten oluşmuş bir insan” olduğunuzu unutmayın. Kendinizden gerçekçi beklentiler içine girin,
n Sizinle birlikte çalışan bir arkadaşınızla ya da civardaki bir ruh sağlığı uzmanıyla kısa da olsa mutlaka konuşmaya çalışın.
Stres yaratan sebepler
Bu saydığımız önlemleri almanız çok önemlidir; çünkü sizler farkında olmasanız da yaşadığınız stresi bir kat daha arttıran aşağıdaki gibi bazı nedenler vardır.
n Kurtarma çalışmaları esnasında yaralıların ve ölülerin görüntüleri siz etkileyebilir. Bunları
kendi yakınlarınız veya tanıdıklarınızla özdeşleştirebilirsiniz.
Bu durum daha da rahatsız edici olup, sizleri geceler boyu uykusuz bırakabilir,
n Kurtardığımız kişiler özellikle çocuksa, o güne kadar sizi ayakta tutan varsayımlarınız, değerleriniz altüst olabilir, isyan noktasına gelebilirsiniz, kendi çocukluğunuzdan kalan korkularınız ve fantezileriniz yeniden canlanır.
Yardım etmeye çalıştığınız bu kişilere aniden bağlandığınızı görebilirsiniz. Böylece, onlardan ayrılmak size güç gelebilir, onların acı çeken görüntüleri gözünüzden, sesleri kulaklarınızdan, o ortamdaki kokular burnunuzdan gitmeyebilir.
n Tüm duyu organlarınızla yaşadıklarınız zihninizde tazeliğini koruyabilir hele kurtarma ekipleri arasında enkaz altından cansız bedenler çıkardıysanız, bu durum daha da rahatsız edici olup, sizleri geceler boyu uykusuz bırakabilir,
n Bazı durumlarda sizler de ölüm tehlikesiyle burun buruna gelmiş olabilirsiniz,
n İnsan acısını dindirmeye, hayat kurtarmaya ya da afetzedelerin ruhsal açıdan da incinmelerini en aza indirmeye çalışırken, afet bölgesindeki çalışma koşulları sizi zorluyor olabilir,
n Eğer aynı bölgede kalmıyorsanız, görev yaptığınız yöreye kadar her gün uzun mesafeler kat etmek durumunda olabilirsiniz. Normal zamanlarda derdinizi paylaştığınız aileniz, yakınlarınız arkadaşlarınız yanınızda değildir. Onların ne durumda olduğunu merak ediyor olabilirsiniz.
n Çalışacağınız yöneticilerin ya da ekip sorumlularının yöneticilik tarzları farklı farklı olabilir,
n Durumun aciliyeti nedeniyle bazı kararlar bazen sizlere hiç danışılmadan alınabilir, sizce kararlarda tutarsızlıklar olabilir, sizlere hiç bildirilmeyebilir,
n Sorumluluk duygunuz, “herşeye yetişmeliyim”, “herkese yardım etmeliyim”, gibi düşüncelerle sınırlarınızı gereğinden fazla zorlayabilir, o ana kadar yaptıklarınızı yeterli bulmayabilirsiniz,
n Bir yanda yapılacak daha onca iş olduğunu görerek o güne kadar yaptıklarınızı küçümseyebilir ya da tamamen gözardı edebilir, katkılarınızın farkında olmayabilirsiniz,
n Afet bölgeleri beslenme, barınma ve temizlik açısından son derece olumsuz koşullara sahip olabilir.
3.GÖREV SONRASI
n Bütün bunlar bir afet/felaket ortamında ortaya çıkan durumlardır. Bu durum, dünyanın her yerinde öyle ya da böyle aynıdır.
n Kurtarma ve yardım ekipleri olarak, afete uğramış bu kişilere bilginizle, emeğinizle, sevginizle ve ilginizle yardım ediyorsunuz. Eğer siz de bu felaketin bir mağduru haline gelirseniz yardımcı olmak yerine yardıma muhtaç hale gelebilirsiniz. Bu durumda, afetzedelere bu çok zor dönemde, onlara sağladığınız ve sağlayacağınız yardımdan mahrum kalacaklardır.
n Bu afet sizin, böylesi bir felaketle, bunca ölüm, yaralanma, yıkıntı ve acıyla ilk kez karşılaştığınız görev olabilir.
n Bu tür olaylar her gün karşılaşmadığımız türden hayat gerçekleridir. Başa çıkmamız için gerekli olan bireysel becerilerimizi bir günde geliştirmek mümkün değildir. Zamanla tecrübe kazanacağınızı bilin.
n Her birimizin içinde, kurtarmış olduğumuz herhangi bir afetzedenin, kendimiz ya da sevdiğimiz bir yakınımız olabileceğine ilişkin, bilinçaltı bir korku vardır. Yaşadığınız bu duyguları fark etmeniz, yoğunluğunu ve şiddetini anlamanız, kabullenmeniz ve bu duyguları birileriyle paylaşmanız çok ama çok önemlidir.
n Bu tür afetler sırasında, kendimizi de şaşırtan bir şekilde insanüstü bir çabayla çalışsak da yaptığımız işin doğası gereği yaşanan yoğun stres, bir süre sonra kendini gösterecektir.
n Kendimizi yorgun, şaşkın, acılar içinde ve korku dolu hissetmeye başlayabiliriz. Böylesi bir stresin üzerimizde yapacağı etkileri anlayıp, baş etme yollarını araştırmamızın, kendimizi korumak açısından kritik önemi vardır.
n Yöneticiler, ekip amirleri, kurtarma ve yardım ekibi personelinin dinlenmesini ve kendilerine biraz zaman ayırabilmesini sağlamak amacıyla, çalışma programları ve düzenlemeler yapmalıdır.
n Eğer durumunuz kritikse amirlerinize hemen haber verin, durumunuzu saklamayın.
Kendinizi de korumaya çalışmanız bencillik değil, hem kendinize hem de yardım vermeye çalıştığınız kişilere borcunuzdur.
Yardım etmeye giderken yardıma muhtaç hale gelmeyiniz