Otomobil kullanan arkadaşlar;
Aşağıdaki fotoğraflar birçok şeyi anlatmakla beraber kısaca bazı fikirlerimi belirtmek istiyorum:
Çok sevdiğim bir arkadaşıma babası şu güzel sözü söylemis:
"Oğlum, şehir içinde birçok kaza yapma hakkına sahipsin ama şehirlerarası yollarda sadece 1 kere kaza yapma lüksün vardır."
Bu güzel söz birçok şeyi özetlese de şehir içinde bile ölümlerin gercekleştiğini göruyoruz. Yani şehir içinde bile böyle bir lüksümüz kalmadı. Bu söz zaten vurgu amaçlı söylenmis olduğundan ötürü kazanın her çesidi birilerinin canını elbet yakacaktır. Hele canını yaktığınız kişi başka biri ise işte o zaman bu durum cinayete kadar gidebilir.
Diyelim ki kaza yaptınız ; bu konuyu irdeleyelim:
Bazen alkollü araba kullanmak, bazen de dikkatsizlik. Ama sebebi ne olursa olsun trafik kazalarında kaybettiğimiz vatandaşlarımızın sayısı maalesef PKK teröründen dolayı kaybettiğimiz şehitlerimizin sayısından cok daha fazladır. Tabi buna sakat kalan trafik magdurlarını eklersek bu oran cok daha yukselecektir.
Alkollü direksiyon başına geçen bir insan o yolda bulunan tüm diğer arabalardaki şoförleri ve yolcuları tehdit etmekle beraber her hangi bir kaza durumunda % 100 kendisi sorumludur. Her ne kadar alkol almak trafikte asli kusur sayılmasa da bu durum kazaya sebebiyet verdiğinden ötürü vicdani bir muhasebe ile alkol alan kişinin ömür boyu azap duyması demektir.
Alkollü araba kullanmak sadece bunlardan bir tanesidir. Bunun yanında aşırı hız hastalığı denen bir hastalığımız var bizim toplumda. Toplumumuzda kırmızı ışık dur anlamında iken yeşil ışığın hicbir anlamı yoktur çünkü zaten herkes sarı yanınca geçmektedir. Biz yayalar olarak çok dikkat etmeliyiz ki, bizler icin yeşil ışık yansa bile tüm yolu kontrol etmeliyiz çünkü sarının yandığını gören bazı akıllı sürücülerimiz kırmızıya kalmamak için iyice gaza yüklenmekte ve son sürat lambaları geçmektedir. İste medeniyette geldiğimiz son nokta budur. Ayrıca kırmızı ışıkta duran sürücülerin sarı ışıgın yanmasıyla beraber onundeki arabaları kornalarıyla uyarma medeniyetsizliği hangi ülkede bulunur? Aynı beygir gücüne sahip 2 arabanın kırmızı ışıkta kalkış yarışı yapmaları da bir başka görgüsüzlüğümüz. Halbuki akıl var, mantık var.
Arabayı elin Almanı, Japonu üretiyor, ama bizim Türk gaza biraz daha basmayı maharet sanıyor. Ne ilginç değil mi?
Uykusuz araba kullanmak, hatalı sollama yapmak ve dikkatsizlik de kazaya sebep veren ana etkenlerdendir.Bir kaza durumunda binlerce YTL lik maddi kayıplarla beraber bir daha geri dönülemeyecek sakatlık, körlük, felç gibi özürlere sahip olabilirsiniz. Bu madalyonun iyi tarafı. Oteki tarafta ise kaza sonucu ölümüne veya sakatlanmasına sebep olduğunuz kişi bir başkası ise işte o zaman hem vicdanınızdaki mahkeme (eğer vicdanınız varsa tabii ki) hem de adli mahkemeler sizi yargılayacak para veya hapis cezalarına mahkum edecek. Ölümüne veya sakatlanmasına sebep olduğunuz insanın hayatını kararttığınızdan ötürü "yanlışlıkla adam öldürme" veya "Kasten adam öldürme" kategorilerinin birine girebilirsiniz.
Kasten adam öldürmek denilince aklınıza bir tabanca alıp da o insanı vurmak gelebilir. Ama alkol alıp da, veya bile bile uykusuz çıkıp da, veya asli bir trafik kusurunu işleyip umursamaz hareketlerle direksiyon başına oturma sonucu aracınızda bulunan yolcuların veya başka bir insanın ölümüne sebep olmak da kasten adam öldürmektir.
Bu benim görüşümdür.
Ayrıca hatalı kullanan bir sürücüyü gördüğünüzde eğer bu hata daha sonra birçok kişinin canını yakabilecek ölçüde bir hata ise o aracın plakasını alıp polise bildirmeniz yeterli. Bu konuda herhangi bir ispat istenmiyor. Aracın modelini, rengini ve hatayı yaptığı zamanı ve yeri belirtirseniz o sürücüye hemen ceza yazılır. Yalnız bunu 1 gün içerisinde yapmanız gerekmektedir. Polisin sizin telefonunuzu ceza alan sürücüye vermeyeceğinden de emin olun. "Aman, yazıktır garibana" felsefesini yıkın çünkü o kişinin o hatasını alışkanlık haline getirip baska bir insanın ölümüne sebep olması yüksek muhtemeldir. Ölen siz olabilirdiniz veya sizin bir yakınınız dahi olabilir.
Toplumumuzda yaygın olan birçok trafik hatasından bahsedelim:
1- Cep telefonu kullanmak, emniyet kemeri takmamak ve sigara içmek yasak olsa da "bu yasak nasıl çiğnenir" i en güzel biz toplum olarak gösteriyoruz. Telefonla konuşurken bir polis görsek hemen telefonu kapatıyoruz. Halbuki Trafik Müdürlüğü kendisi için mi yoksa bizim için mi bu kanunu koymuş?
2- Aşırı hız yaparak ölümle burun buruna gelmek. Bir otomobilde birçok hata meydana gelebilir. Bir Otomotiv mühendisine sorunuz. Size bu konu hakkında bir otomobilde yüksek hız yapılırken oluşabilecek onlarca kusur söyleyebilir. Fren patlayabilir, tekerlek patlayabilir, yoldaki mıcırlardan ötürü araba ters takla atabilir. Vs.. Bunların yanında yüksek hızla seyrederken arabanızın tekerleklerinden fırlayan taşlar birilerinin gözlerini kor edebilir hatta öldürebilir. (yaşanmış olaylardır) Unutulmamalıdır ki, EN İYİ SÜRÜCÜ FRENE EN AZ BASAN SÜRÜCÜDÜR.
3- Daha yeşil ışık yanmadan, sarı ışık yanarken gaza basmak veya kırmızıdan önce sarı ışığın yandığı görüldüğünde daha da gaza basılarak durulmak istenmemesi birçok kazaya davet çıkarmaktadır.
4- Okul taşıtlarının arkasındaki DUR levhası su manaya gelmektedir: "Arkadaşım, bir öğrenci indiriyorum. Çocuk bu, aç olur eve koşar, birden önüne çıkar, bu sebeple DUR! " Yani bir okul aracı durakladığında onu geçmek ve sollamak yasaktır.
5- Bulundurulması zorunlu olan ilk yardım ve yangın söndürme aletlerinin bulundurulmaması. Veya bulunduranların nasıl ilk yardım edileceğini bilmemesi ve yangın tüplerinin birçoğunun maalesef bos olması.
6- Sürücü kurslarına kayıt yaptırdıktan sonra gitmeden ehliyet almayı maharet sanmak
7- Otomobilin markasına, ABS fren sistemine, hava yastıklarına güvenilmesi. Ekte bulunan kaza fotoğrafları ve bir otomobilin vurma görüntüsü bir kaza anında sürücünün başına neler geldiğini görmesi açısından çok onemli olduğunu düşünüyorum.
8- Ben bunu bir turlu anlayamıyorum. Türkiye'nin en güzel üniversitelerinde okumuş arkadaşlarımız bile tembelliğinden midir yoksa "ben hiçbir derse gitmedim, 95 aldım" demek için midir bilemiyorum sürücü kurslarına gitmiyorlar. Amaç sınavı geçmek ise bunu birçok kişi sürücü kursuna gitmeden geçer zaten. Ama sürücü kursunda trafikte yapılan hataların nasıl önleneceği, acil ve kaza durumlarında hangi hareketlerin yanlış, hangilerinin doğru olduğunu öğrenmemiz ve oradaki insanların tecrübelerinden faydalanmamız gerekmekte. Tabi bunlar benim fikrim. 1 ders hariç tüm derslere katıldığımdan ötürü hiçbir pişmanlık duymadım, aksine birçok şey öğrendiğime inanıyorum. Maharet sınavdan 98 puan almak değil, trafik kurallarına uymayı öğrenerek medeni bir insan haline gelmek ve acil durumlarda bilinçli bir vatandaş olup can kurtarabilmektir.
9- Korna çalmayı alışkanlık haline getirip diğer sürücüleri bu şekilde uyarmak görgüsüzlükten başka bir şey değildir.
10- Ve bunun gibi yüzlercesi ...
Bunları bahsettikten sonra, eğer hala yazılanları hafife alıyorsanız aşağıdaki fotograflar umulur ki ibret verir.
Umulur ki içimizdeki TRAFİK CANAVARI nı durdurur.
Sadece umuyorum...
Uyarı: Fotoğrafların bazılarını içiniz kaldırmayabilir!
Kazasız bir seyir dileğiyle...
Milyonlarca insanımızı kaybettik ve halen kaybetmeye devam ediyoruz.
İhmalimiz yüzünden birçok insanın ölümüne sebep olabiliriz.
Ailemizi, kendimizi, çevremizi azıcık düşünuyorsak
LÜTFEN TRAFİKTE DAHA DIKKATLİ OLALIM!
AŞIRI HIZ, EMNİYET KEMERİ TAKMAMA VE HATALI SOLLAMA HASTALIKLARIMIZDAN VAZGEÇELİM...
YOKSA GEÇ KALABİLİRİZ...
SON PIŞMANLIK FAYDA VERMEZ!
İyi günler, kazasız belasız yolculuklar dilerim...
Buyrun Dehşet Araba Kazaları ile İlgili Görüntüler